21.yy’ın en büyük olanaklarını günümüzden tam 100 yıl önceleri icat edilen ilk traktörlere borçluyuz. Dünya nüfusunun 7 milyarı geçmesi ve bu nüfusa yetecek gıdayı sağlamak için gerekli tarım arazilerini işlemek için, insan gücünün yerini alan traktörler bugün bütün dünyada aktif olarak kullanılan tarım aracıdır.

1800’lü yılların sonlarına doğru buhar gücüyle çalışan lokomobil olarakta bilinen ve traktörlerin atası olarak adlandırılan araçlardan, günümüzden binli rakamlara ulaşan devasa motor gücüne sahip eko yakıtlı hatta lpg’li traktörlere gelinmiştir.

İlk Benzinli motoru traktörü 1892 yılında lokomobil olarak adlandırılan Buharlı şase bir traktöre bağlayarak benzin gücüyle çalışan traktörün üretilmesi başarıldı. Bu başarı ise, John Froelich’e aittir.

1 Dünya savaşının başlamasına yakın ve o tarihlerde, tarlalarda sürme, ekme gibi işlemler traktörlerle yapılmaya başlandı. Bu araçların kullanımı üretimde maliyetleri düşürüp verimi arttırmaya başladığında Amerika Kıtası’ndan tüm dünyaya yayılmaya başladı.

Önce Avrupa ve Avrupa ile birlikte sömürge devletler sömürdükleri bölgelerde de kullanmaya başladı. Fakat savaşın başlamasıyla Traktör fabrikaları, evrim geçirerek askerleri cephe hattına taşıyacak ve her türlü arazi şartlarında hareket etmeye devam edecek araçlar geliştirmeye başladılar.

Savaşın bitmesiyle yenilikler peş peşe geldi. Savaşı kaybeden Almanlar, teknolojik açıdan çok hızlı bir şekilde gelişmeye başladılar ve bu gelişme, makina sanayisine de yansıdı. Daha sonra tekrar tank üretim merkezi olacak birçok traktör fabrikası Nazi Almanya’sının kuruluş ve daha sonraki işgal bölgelerinde bulunmaktaydı.

Günümüzde halen faaliyette bulunan birçok traktör firması vardır. İçlerinde dünya piyasalarına açılmaya başlayan Türk Traktör markaları da yer almaktadır.